Yaklaşan 2024 Türkiye Yerel Seçimleri için, CHP’den aday adaylığını kamuoyuna duyuran Bülent Eryılmaz iki buçuk yıl önce ilçemizde seçim bürosunu açarak, o tarihten beri politik faaliyetlerini sürdürüyor. Önümüzdeki Mahalli İdari seçimleri ile ilgili Gerze Postası olarak sorularımıza cevap veren Bülent Eryılmaz ile yaptığımız röportajı sizlere sunuyoruz.

Sayın Bülent Eryılmaz Gerze Postası’na hoşgeldiniz.

Açılışınıza katılmıştım, bu vesile ile yayın hayatınızda tekrar başarılar diliyorum. Okurunuz bol olsun.

 

Bazı çevreler aday adaylığınızı bu kadar erken açıklamanızı “adayı yıpratır” gerekçesiyle erken buldular, bu konudaki düşüncelerinizi alabilir miyiz?

Aday olmak, istifa etmek gibi iradi bir karardır ve bunun zamanını da sürecin getirdiği koşulları da göz önüne alarak aday olan belirler. Ben kararlarımı kendi ilke ve değerlerimin süzgecinden geçirdikten sonra alan biriyim. Yani icazet denilen sakillik benim lügatımda hiç yer almadı, alamaz da. Ayrıca bu bağlamda uzun sürelerin sıkıntı yaratabileceğini düşünenlerin, toplumdan gizledikleri bir şeyler olmalı ki, süreyi mümkün olduğunca kısa tutarak, bunların toplumca etraflıca değerlendirilmesini engelleyebilsinler. Ben göz önünde ve halkın içinde yaşayan biriyim. Gelmişim de, geçmişim de bugünüm de gözler önünde, keza devlette geçirdiğim süre de öyle. Bir yarışa girdim; çıkarım halkımın huzuruna, takdir ve teveccüh görürsem, kendimi borçlu hissettiğim ilçem ve hemşerilerim için en iyi olanı onlara sunmaya çalışırım. Bu ilçe halkının çoğunluğu “seninle olmaz” derlerse, onu da olgunlukla karşılar, seçilene talep etmesi halinde elimden gelen her türlü desteği sağlar, dostlarımla ve hemşerilerimle emeklilik yaşamımı sürdürmeye devam ederim. Sözün kısası, benim sırtımda kamburum yok, onu olanlar düşünsün.

 Bir seçimi geride bıraktık. Önümüzde mahalli idareler seçimi var. Geride kalan genel seçimin sonuçlarından yola çıkarak, mahalli idareler seçimlerini değerlendirebilir misiniz?

Millet ittifakını destekleyen bir CHP’li olarak hem Türkiye genelinde hem de Gerze’de maalesef beklediğimiz sonuçları alamadık. Bundan dolayı da Millet İttifakı’nın ve partim CHP’nin seçim çalışmalarının başarılı olduğunu söylemem pek mümkün değil. Bunun nedenleri uzun uzun başka bir sorunun karşılığı olarak anlatılabilir. Ama ben burada mevcut seçim sonuçları üzerinden, sorunuzu cevaplamaya çalışacağım. Öncelikle bizim bir bakış açımız var. Onu söyleyerek başlamak isterim. Seçimler ne olursa olsun 2 temel ayak üzerinde yükselir. Birincisi İttifaklar. Seçime tek başına bile girseniz, daha önce sizin partinize veya adayınıza oy vermemiş olan, rakip adaya da oy vermeyebilecek seçmenlerin, topluca veya tek tek oyunu almak. Bize göre ittifak olarak değerlendirilmek gerekir. Siyasi partilerin, merkezde veya herhangi bir seçim bölgesinde büyük birliktelikleri de tabi ki ittifak kavramının esasıdır. İkincisi basit seçim matematiği. Adı üzerinde basit; “anılan seçim bölgesinden ne oy almayı umuyorsunuz? Hangi çevrelerden ne kadar oy alabileceksiniz? Hangi mahalle ve sandıkta daha önceden alınan oylar nedir?” gibi basit kıyaslama, toplama ve çıkartma yapmak. Bu iki ayak üzerinde çalışılmamış bir seçimin kazanılması tesadüfi olur. Bu yöntem kullanıldığında genellikle, bazı seçim kaybeden şöhretlerin de ifade ettikleri gibi ya ceket asılması halinde bile seçimin alınabileceği şeklinde veya biz bu seçimi kesinlikle alamayız şeklinde olur. Bu durumu 2019 seçimlerinde oldukça acı bir biçimde tecrübe ettik. Ceketi asanlar, ceketi orada bırakmak zorunda kaldılar. Ceket asmanın büyük bir böbürlenme olduğunu görmeden yani içinde kendisi olmasa, seçim bölgesinde ceketi bile görünse, seçmenin ona oy verebileceğini düşündüler. Kendilerini hangi dağın zirvesinde görüyorlarsa? Tabi ki hüsrana uğradılar. İttifakları şimdiden açık ve seçik konuşmanın erken olduğunu ifade etmek isterim. Hemşerilerimizden daha önce (2023’te) başka partilere oy vermiş olanlar, vaat ettiğimiz belediyecilik anlayışı ile kişisel ve grupsal çıkarlarının, bu belediyecilik anlayışına uygun düştüğünü göstermek, biraz kesin adaylık sürecinin tamamlanmasını gerektirmektedir. Bu sebeple de bu durumlara ilişkin konuşmak, seçime az bir zaman kala, kesinleşmiş bir adaylıkla gerçekleştirmek daha isabetli olacaktır. Gelelim ikinci önemli ayağa. Seçim matematiği.

Eldeki en yakın verileri kıyaslayarak ilerlersek, daha gerçekçi sonuçlara ulaşırız. Buna göre de 2018-2023 milletvekilliği seçimleri hem parti aidiyetleri açısından ve hem de en son sonuçları içermesi bakımından, kıyaslama için daha elverişlidir diye düşünüyoruz. Bu verilerin ışığında, Gerze’de 2018’den bu yana oy kullanan seçmen sayısında 3 bin civarında bir artış var. Bu artışın, 2018 seçmeninin aynı partiye oy vermesi veri kabul edildiğinde; 2023 alınan oylarla karşılaştırıldığında;168 adedinin AKPye; 887 adedinin CHP’ye; 265 adedinin MHP’ ye; 1.400 civarında olanının da Memleket, TİP, Zafer, BBP ve Yeniden Refah Partisi’ne gitmiş olduğu görülmektedir. Aradaki birazcık farkın da geçersiz oy ve oy kullanmayan seçmenden kaynaklandığı, İYİ Parti’nin ise 200 civarı oy kaybının olduğu gözükmektedir.

Şimdi bu matematik veriler ışığında gelecek seçime dair karamsarlık; ceket asarak seçim kazanma alışkanlığına sahip çevrelerin, bazı mahallelere “yeni gelen bu gibi seçmenle seçimi kazanmamız mümkün değil” diyenlerin; dört senedir höykürdüğü gibi gözükmüyor. Bazı mahallelere İstanbul’dan gelen göçün, seçimlerin kazanılmasını imkansız kıldığı gibi bir durumu işaret etmiyor. Peki bu söylemin sahipleri hangi seçim sonucu kıyaslamalarını inceleyerek bu sonuca ulaşıyorlar? Meçhul. İyi niyetli olanları çarşıda-pazarda karşılaştıkları yeni gelenlere ilişkin bir tahminde bulunuyor veya bu gibilerin sohbetlerinden etkileniyorlar. Bu tamam. Ya siyasi kimliği olanlar? Herhangi bir seçim sonucu kıyaslaması üzerinde çalışmadan, bu sonuca ulaşıp, kazanmak isteyen seçmende umutsuzluk yaratıyorlar. Sonra da bu olumsuzluğun (kamuoyuna pompaladıkları kişisel görüşlerinden başka bir şey olmayan) önümüzdeki seçimlerde ancak, tanınır, bilinir aday/adaylarla giderilebileceği söylemlerine dayanak oluşturuyorlar. Hem de daha önce bu özelliklere sahip bir şekilde başarısız olunmamış gibi. Buradan yola çıkarak ceket asma böbürlenmesinde duvara toslamamışlar gibi. Böylece tanınır, bilinir, ceket asmayı da bilen, aday/adayların önünü açıyorlar. Sanki bu özellikler 3 bin yeni seçmenin Gerze’ye yerleşmediği 2019 seçimlerinde işe yaramış gibi.

Sayın Eryılmaz, Peki bu 3 bin seçmen, 2019’dan önce Gerze’de olmadığına, tanınır/bilinir diye sunulan aday/adaylarını tanıması zaten mümkün olmadığına göre bu sav kendiliğinde çürümüyor mu?

Bakın bunları neden söyledim? Çünkü mahalli idareler seçimleri sürecine çoktan girdik. Hatta bana sorarsanız bir önceki mahalli idareler seçiminin ertesi günü yeni süreç başladı bile. Bu süreçlerin erken başlatılmasının siyasi avantaj olduğunu anlamayanlar için, kalan 9 aylık süre de kazanılabilecek bir seçimde, seçmenin ensesini karartmamak gerekiyor. İş bu şekildeki seçim sonuçları bize bu seçimlerin hiç de iddia edildiği gibi zor olmadığın göstermektedir. Seçimleri kazanmanın en iyi yolunun da ah vah etmeden, yanlış teşhislerle yanlış adayda karar kılmadan; seçim matematiğini iyi okuyup tahlil etmekten, yapılacaklara çalışıp iyi belediyecilik hedefleri belirlemekten geçtiğini göstermektedir. Bu zamana kadar sınırlı bir şekilde yapılmış olan, mevcut belediyeciliğin eksikliklerini, hatalarını gündeme getirip eleştirmekten, geçmiş belediyeciliğimizde yapılan hataların tekrarlanmayacağına ilişkin güven oluşturmaktan (malum hatalı bazı işlemler seçmende bir hayli güven problemi oluşturmuştu) geçmektedir. Yoksa tembel tembel oturup, çay/kahve içerken, boş boş laflarken, herhangi bir seçim sonucu incelemesine dayanmayan; kerameti kendinde saklı büyük siyasi tahliller yapıp, seçmeni umutsuzluğa sevk etmek, en hafifinden Gerze Mahalli İdareler seçimine kötülük olarak değerlendirilebilir.

Tüm bu söylediklerimin ışığında iyi, işini bilen, güvenilir, geçmiş işlerinde başarılı, çalışkan, ittifaklara ve seçim matematiğini önemseyen dürüst bir aday ve ekiple bu seçim kazanılır. Bunun altını çizeyim istedim. Yani ben ve oluşturacağımız muhteşem ekip, bu seçimi, bu matematikle ve anlattığım, zaman kısıtlı olduğu için anlatamadığım ama süreç içerisinde mutlaka peyder pey anlatacağım nedenlerle, ka-za-nı-rız. Enseyi karartmaya gerek yok. Gelecek güzel günlerde buluşmak üzere. Hoşça kalın. Bizi takipte kalın.