Okumak İçin Tıklayın: 

Kurtuluş Savaşı yıllarında, Rusya’nın Karadeniz’e kıyısı bulunan Novorossiysk kentinden yola çıkan ve birçok cephane, silah ve iki uçak taşıyan yelkenli mühimmat gemisi Gerze Limanı’na çıkarak savaşın seyrini değiştirdi. Kastamonu’ya sevk edilen mühimmatlar Kurtuluş Savaşı’nda vatan savunması için kullanıldı.

Gerze ile ilgili bilgi ve belgeleri toplayarak kitaplaştıran Mürsel Yılmaz’ın kitabından elde edilen ve kaynağı Nurettin Peker’in İstiklal Savaşı - Resim ve Vesikalarla İnebolu-Kastamonu ve Havalisi Deniz ve Kara Harekâtı (sf. 193) dayanan bilgilerden hazırlanan verilere göre, 1920-1921 yılları arasında gerçekleşen olayda iki kudretli top, iki uçak, yediyüz dikenli tel kangalı, silah ve cephanelerin yüklendiği yelkenli gemi, Sinop limanında Fransız donanmasının bulunması nedeniyle Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle Kastamonu ve Bolu Havalisi Kumandanı olan Muhiddin (Akyüz) Paşa’nın kararıyla Gerze’ye sevk edilmesine ve Gerze limanında boşaltılmasına karar verilir.

Gürcü prensin gemisiyle gizlice nakledildi

Hat Kumandanı Jandarma Yarbay Hakkı Bey’e emredilen bu göreve Sinop Mutasarrıfı ve Komutanı (aynı zamanda TBMM 1’inci Dönem Erzurum Milletvekili) Zihni (Orhon) Bey, Gerze ile Boyabat arasında o dönem yol olmaması nedeniyle karşı çıkarak paşaya bir telgraf gönderir ve bu yüklerin adam ve yük hayvanlarının sırtında taşınamayacağını ve Fransızların kendi işleriyle meşgul oldukları için geminin doğrudan İnebolu’ya gönderilmesini ister. Muhiddin Paşa ise sorumluluğun Zihni Bey’de olması halinde bu durumu kabul edeceğini belirten bir telgraf gönderse de Zihni Bey daha sonra yelkenlinin Gerze limanından taşınmasını kabul eder.

Novorossiysk’ten yola çıkan yelkenlinin içindeki mühimmatlar Gerze Limanı’na indirilir ve bir gecede gizlice boşaltılır. Karaya çıkartılan yük bir süre Gerze’de bekletilse de Batı Cephesi bir an evvel bu mühimmatın sevkini istemektedir. Bu sırada Bolşeviklerin elinden kaçan ve İtalyan bandıralı bir motorla Karadeniz limanları arasında dolaşan Hıristiyan Gürcülerden bir prens, Sinop’a uğradığı sırada Zihni Bey’le dostluk kurmuştur. Zihni Bey prensle mühimmat hakkında konuştuktan sonra, yanlarına hat kumandanını ve Komiser Remzi Bey’i de alarak Gerze’ye geçtiler.

Plan yapıldıktan sonra, Gerze’de limanda parçalarına ayrılmış olarak bekleyen mühimmat, prensin motoruna yüklendi. Tersane Memuru Hidayet Bey’i de mühimmatın sevkine memur ettiler. Bu sırada nakliyattan hiçbir ücret almayan Gürcü prens, Komiser Remzi Bey ve Tersane Memuru Hidayet Bey’le birlikte İnebolu’ya sevkiyatı tamamlar. Remzi Bey, mühimmatın İnebolu’ya indirildiğini Zihni Bey’e bildirirken, Yunan Donanması’nın İnebolu’daki deniz fenerinden göründüğünü söyler.

Peker’in kitabında bu anıların yazıldığı sayfa 193’ün sonunda Zihni Bey ile ilgili şu ifadeleri günümüz Türkçe’yle sizlere aktarıyoruz: “Özetle: Zihni Bey, hem Sinop’u ve hem de yurdu büyük tehlikelerden kurtardı. Milli Mücadele’ye büyük hizmetler etti. Halkın ve hükümetin ricası üzerine milletvekilliğine (Sinop) yöneticiliğini tercih eden Zihni bey, sonra Bitlis Valiliği’ne terfi ettirilerek gönderilmişse de: Orada içişleri vekili ile arası açıldığından, her nedense görevden alınmış ve görevden alınmış bir durumda iken vefat etmiştir.

Gerze’nin yakın tarihine önemli bir not tutan ve Kurtuluş Savaşı’nda Karadeniz Bölgesi’ndeki kilit noktalardan biri olan ilçemizin bilinmeyen tarihi yönlerini daha sonraki haberlerimizde de işlemeye devam edeceğiz.

zihni_orhonMuhittin_Akyüz