CHP Gerze Belediye Başkanı Aday Adayı Bülent Eryılmaz gündemi sarsacak açıklamalar yapmaya devam ediyor. Otopark konusunda çektiği videolarla Gerze’nin önemli sorunlarından bir tanesini işaret eden ve hem mevcut hem de geçmiş dönem yöneticilerinden cevap beklediğini açıklayan Eryılmaz, şimdi de heyelan riski altında olan Gerze ve Gerze’nin heyelan bölgelerindeki yapılaşma ile ilgili bir video yayımladı.

İller Bankası ve AFAD’ın yaptığı çalışmalarla Gerze’deki heyelan bölgelerinin belirlendiğini söyleyen Eryılmaz, heyelan bölgelerine yalnızca pasif yeşil alan ve park izni verilebileceğini belirtti. “Konut gibi değerlendirilip inşaat ruhsatları verilmiş midir?” diyen Eryılmaz, hangi müteahhitlere bu izinlerin verildiği ve yoğun yağışların tetikleyeceği bir toprak kaymasında can ve mal kayıplarının sorumlularının kimler olacağını sordu.

Sosyal belediyeciliğin, sadece kar hırsıyla hareket eden müteahhitlere teslim edilmemesi konusunda görüş bildiren Eryılmaz, heyelan ve deprem gibi konuların bilimsel veriler ışığında değerlendirilmesi ve ahbap çavuş ilişkisi içinde vatandaşların can ve mal güvenliklerinin riske edilmemesi gerektiğini vurguladı. Heyelan alanlarında yapılaşmaya nasıl izin verildiğini sorgulayan ve bunları Yunus Emre Cinel tarafından hazırlanan “Jeolojik Verilerin Kentsel Planlamadaki Öneminin İncelenmesi" adlı uzmanlık tezinden yararlanarak videosunda vatandaşlara aktaran Belediye Başkanı Aday Adayı Eryılmaz, AFAD ve İller Bankası’nın çalışmaları sonucunda “inşaat yapılamaz” denilen alanlara nasıl inşaat izni verildiği sordu ve yetkililerden bu konuda açıklama beklediğini dile getirdi.

Eryılmaz’ın konuşmasının tam metni ise şu şekilde: “Bugünkü video konumuz Gerze’de heyelan riski. Daha önceki videomuzda ifade ettiğimiz doğal afetlerde, belediyelerin ne tür rollerinin olduğunu ve bu bakımdan iyi belediyecilik ile kötüsünün arasındaki farkın nelere mal olduğunu hatırlatmaya çalışmıştık.

İyi belediyecilik örneğinde Kocaeli Tavşancıl Belediyesi ile Hatay Erzin Belediyesi’nin, hemşerilerinin can ve mal güvenliğini nasıl kurtardığını hatırlarken, Ayancık ve diğer birçok belediyenin, kötü belediyecilik yüzünden, hemşerilerinin can ve mal güvenliğini ne şekilde tehlikeye attığını izledik. Örnek olarak seçtiğimiz Ayancık’ta durumun sorumlusunun, son dönem belediyeciliği olamayacağı, bu tür hatalar zincirinin bir kaç dönem önceki belediyeciliğe dayandığını bilmeliyiz.

Tüm ülkemizin hemen her yeri, şöyle veya böyle doğal afetlere maruz kalmaktadır. Gerzemizin payına da bu doğal afetlerden heyelan düşmektedir. Gerek İller Bankası’nın ve gerekse AFAD’ın yaptığı çalışmalarla, heyelan riski olan alanlar belirlenmiş; şehir imar planında da bu alanlar inşaata uygun olmayan alan (uoa-2.1) olarak işaretlenerek, bu alanlarda inşaat yapılmaması; konut, ticari işyeri vb. insanların yaşayacağı/bulunacağı mekanların oluşturulmaması istenilmiştir.

WhatsApp Image 2023-10-12 at 17.12.50 (1)

Bu alanları videomuzda dron çekimi ile havadan da durumu göstermek isterdik. Ama çekimlerini maalesef yetiştiremedik.  Şimdi sizler iller bankası kaynağından durumu kroki şeklinde görmektesiniz. Gerzemizin heyelan riski anlamında hem Gerze-Samsun istikametinde ve hem de Gerze-Sinop istikametinde 2 bölgeye ayrılarak belirlemelerin yapıldığı anlaşılmaktadır.

Peki bu inşaata uygun olmayan (uoa-2.1) alanlara, gerçekte pasif yeşil alan veya park olarak değerlendirilmesi ve inşaat izinlerinin verilmemesi gerekirken, konut gibi insanların yaşadığı alanlar olarak değerlendirilip inşaat ruhsatları verilmiş midir? Verilmişse bu binalar kaç adettir? Hangi tarihlerde yapılmıştır? Bu şekilde inşaat izinleri verilen müteahhitler kimlerdir? Yoksa bu uygunsuzluktan her başvuran müteahhit yararlanmış mıdır? Buralarda oturan hemşerilerimize belediye veya müteahhitlerce, zeminin bu durumuna ilişkin bilgilendirme yapılmış mıdır?  Buralarda meydana gelecek olası yoğun yağışın tetikleyeceği toprak kaymaları yaşandığında, oluşacak can ve mal kayıplarının sorumlusu ki olacaktır?

WhatsApp Image 2023-10-12 at 17.12.48

İkinci bir işaretlemenin de önlemli alan (öa-2.1) olarak gerçekleştirildiğini görmekteyiz. Bu alanlarda da toprak yapısı, yer altı suları ve arazinin eğimi gibi nedenlerle, yapılacak inşaat tekniğinin nelerden oluşacağının belirlenmesine ihtiyacı bulunmaktadır. Bu alanların aje olarak ifade edilen, lokal jeolojik etütler gerektiren alanlardan olması hasebiyle, detaylı jeolojik incelemelerinin yapılmış olması gerekmektedir. Böylece olası heyelan riskini bertaraf edecek inşaat takviyelerinin ve özel önlemlerinin belirlenmesi yapılıp, sonrasında da bu önlem ve tekniklere göre plan/projelerin gerçekleştirilip, inşaat faaliyetlerine izin verileceği bilinmektedir.

Peki bu bölge içerisinde bulunan ve inşa edilmiş binalarımızda bu özel önlemlerin belirlemesine ilişkin jeolojik tespitler yaptırılmış mıdır? Yaptırıldıysa, hangi firmalara ve ne gibi jeolojik etütler yaptırılarak, bu inşaat izinlerine ulaşılmıştır. Bu alanlarda bulunan binaların, bu gibi tespitlerin herhangi birisinde, özel önlem ve inşaat tekniği olarak, nelerin işaret edildiği bilinmekte ve takip edilmekte midir? Bu şekilde inşa edilen binalar hangi müteahhitlik firmalarının üretimidir? Bu yerlere izinler her talep edilene verilmiş midir?  Olası bir heyelanda yaşanabilecek can ve mal kaybının sorumluları kimler olacaktır.

İşte sorumlu belediyecilikte, bu gibi durumlarda, sadece kar hırsıyla hareket eden müteahhit davranışına teslim olmadan, hemşerilerinin can ve mal güvenliğini düşünen, bilimsel verilerin ışığında, heyelan ve deprem risklerini göz önüne alan kararlar verilmelidir. Ahbap çavuş ilişkileriyle veya diğer bazı kötü belediyecilik gerekçeleri yüzünden, hemşerilerin can ve mal güvenliği riske edilememelidir.

WhatsApp Image 2023-10-12 at 17.12.49

Şimdi tekrar soruyorum. Gösterdiğimiz bu alanlarda inşaatlar nasıl gerçekleşmiştir? Buralarda oturan hemşerilerimizin can ve mal güvenliğinin sağlandığını söylemek mümkün müdür? Eğer öyleyse gerek tapu kayıtlarında gerekse iller bankası ve AFAD gibi kuruluşların çalışmaları sonucu çıkartılan 1/1000’lik planlarda neden böyle inşaat yapılamaz veya özel önlem gerektirir gibi nitelemeler yapılmıştır? Yetkililerden cevap bekliyoruz.

Sorumlu belediyecilik, hemşerilerinin can ve mal güvenliğini düşünen bir belediyecilik olmalıdır. Bizim belediyecilik anlayışımızın temeli de budur. Bu zamana kadar bu gibi durumları düşünmemiş olsanız da bundan böyle ve tabii ki 31. Mart 2024 mahalli idareler seçimlerinde buna uygun olmayan belediyecilere oy vermemelisiniz. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Kalın sağlıcakla.”

WhatsApp Image 2023-10-12 at 17.12.50WhatsApp Image 2023-10-12 at 17.12.49 (1)WhatsApp Image 2023-10-12 at 17.12.50 (2)WhatsApp Image 2023-10-12 at 17.12.51 (1)WhatsApp Image 2023-10-12 at 17.12.51 (2)WhatsApp Image 2023-10-12 at 17.12.51 (4)